10 Haziran 2009

Once Upon A Time In My Life - IV

Bir kaç gün önce Nick Hornby'ın "High Fidelity" isimli kitabına başladım. Kitabın henüz başında yazar karakterin yaşadığı en akılda kalıcı 5 ayrılığı kronolojik sıraya göre ele almış.

Okudukça benim ayrılıklarım aklıma geldi. Düşündüm, düşündüm... İlişkilerimde ayrılan taraf olmadım pek. Genelde terkedilen, yada ayrılmayı kafaya yerleştirmiş ve terkedilmeyi beklemiş taraf oldum (bu ne ya? :) ).

Okudukça benim de kendi listem gözümün önüne geldi. Sonrasında ise ne akılda kalıcı, ne üzücü, ne de saçma ayrılıklarım geldi aklıma. (Ayrılıklarımın ve ilişkilerimin önemsiz ayrıntılarını burada paylaşmak size ne kadar doğru gelir, kız arkadaşlarım açısından bakıldığında, bilemem lakin bana yazmak mantıksız gelmedi.) İlk aklıma gelenler en anlamsız ayrılıklarım oldu ve ben de 6 kişiyi ele aldım kronolojik sırada...

1. XY
XY deyip isim vermiyorum çünkü ne kadar anlamsız bir ayrılık olsa da sonu hoş olmayan bir hikaye. Anlamsız olmasının yanında ilişki süreci de bir o kadar, o yaş insanının kaldıramayacağı kadar depresifti. Sürekli intihar etmeyi düşünen bu kızın aslında bu tarz konularda ciddi olduğunu hiç düşünmemiştim. Tabii bu mevzuuların ayrılık süreci ile bir alakası yok. O dönem ilişkimiz okuduğumuz okuldan mezun olduğumuzda bitti. En son bana söylediği şey "Okul bittikten sonra biz görüşemeyeceğiz büyük bir ihtimalle, ben sadece mutlu olmanı isterim hep..." oldu. Okulun son günü okula gelmedi ve evet, biz sonra bir daha görüşemedik. Ondan aldığım son haber yerel televizyon kanalında verilen bir haber idi. Bir gece cinnet getiren XY babasını bıçaklayarak öldürmüştü. Sonrasında bir bir konuştuklarımız, anlattıkları canlandı kafamda lakin çok geçti herşey için. Anlamsızlığa göre sıralayacak olsaydım 2. sırada gelirdi lakin ayrılığımızdan 4 ay sonra gerçekleşen bu olay karşısında üzülmemek mümkün değil...

2. Pınar O.
Ayrılığı önceden sezmiştim zaten fakat anlamsız geliyordu. Ortada herhangi bir şey olmadığını düşünmekteydim. Bir akşam gelen mesaj bu ayrılığı doğrulamış oldu. 2 gün sonra görüşüp bu konuyu konuşabileceğimizi söyledim ve o gün buluştuk. "Son zamanlarda senin babaannen vefat etti, hemen sonra benim ki vefat etti, zor zamanlar geçirdik, yürümedi ayrılalım." cümlesinin üstüne gayet rahat bir şekilde "E iyi o zaman, sen bilirsin. Nasıl istersen..." dedim. Daha ne denilebilirdi ki! Fakat takip eden 3-4 ay boyunca benimle bütün irtibatını kopardıktan sonra bir gün ders çıkışı onu evine doğru bırakırken hiç beklemediğim bir soru geldi: "Neden hemen kabul ettin ayrılmayı?"

Ayrılığın anlamsız olduğuna zaten o gün karar vermiştim, bu soru sadece teyit etmiş oldu.

3. K. Burcu P.
İlişkinin son 3 günü üzerine...
1. Gün: Mükemmel giden bir ilişki. Gökova'da güzel bir tatil. Beraber çıkılmış güzel bir tekne gezisi.
2. Gün: Duygusal olarak soğuk ve uzak, fiziksel olarak kaçamak fakat görünmesi gerektiğini düşündüğü kadar yakın davranan bir kişi...
3. Gün: "Yaa, ben sana herşeyi anlatmaktan sıkıldım...", "Seninle çok fazla vakit geçirmekten sıkıldım...", ...., "Ben senden sıkıldım!"

Tüm bunlar üzerine söylenen ayrılık sebebi: "Bak, önümüzde önemli bir sınav var. Ben seni çok seviyorum, aklımı fikrimi bürümüş durumdasın. Ama bu sınava konsantre olabilmek için seni aklımdan çıkarmak zorundayım!"

4. Canan B.
Benimle toplasanız 1 saat geçirememiş bir insandı kendileri. Ne var ki gerçekten çok tatlı, çok iyi niyetli ve çok süper bir insandı. Fakat pek konuşmayan bir insan olduğu gibi benimle de hiç konuşmadı. Belki abartıyorum ama toplasanız belki 10 cümle kurmamıştır. Bunun üzerine iki gün görüşmedikten sonra arkadaşlarının gazı üzerine "Aramızda ne sorun var?" sorusu cidden sorun oldu. İki gün sonra bu ilişkinin yürümediğini ve ayrılmamız gerektiğini söyledim. "İyi öyle olsun madem..." cevabı olayın anlamını tamamen aldı götürdü...

5. Denizhan C.
Benden 7 yaş büyük olan sevgili kişiye ailesinin damat konusunda ki baskısı ve önceki zamanlardaki sorunlu (aşiret meseleleri) ilişkileri nedeniyle böyle bir ilişkinin yürüyemeyeceğini söyledim. Sonra bir daha görüşmedik.

6. Marta K.
Polonya'ya ilk gidişimde kaçamak başlayan ilişki ile ilgili, döndükten bir hafta sonra msnde alınan "Bu ilişki yürümez herhalde yaa..." şeklindeki kararlardan sonra ayrılık hususunda karşılıklı mutabık kalındı. En anlamsız olarak da bu ayrılık başı rahat çeker.


(Fotoğraf: DefnoteDizzle)

Hiç yorum yok:

Ne İzliyorum?

StZiza

En Son Yazılar

randomposts