30 Ekim 2010

7 Saatte 19 Yıl

Ekim 30, 2010
Bir süredir yazmak istiyorum bunu. İlk başta özellikle bir süre geçmesini istedim üstünden. Hayatımın en muhabbetli otobüs yolculuğuna dair bir yazı bu...

Muhabbet genel olarak hoş sohbet anlamında kullanıldığı için ne kadar muhabbet diyebilirim bilemiyorum. Otobüs yolculuklarında yanımdakilerle konuşmayı sevmem ben fakat bu bahsettiğim yolculukta 7 saati arada koridor olmasına rağmen yanımdaki bir adamla konuşarak geçirdim.

Bodrum - Denizli - Kayseri seferini yapan otobüsteyiz. İlk soruyu otobüsün solunda oturan adam sordu: "Sivas'a ben Kayseri'den nasıl gidebilirim?" Gelen soru üzerine önce yanımızdaki çocuk ile garip garip birbirimize baktık ve sonra cevap verdik. Bir şehirden bir şehre gitmek için en akıllıca yol otogardan bir otobüse atlamaktır ya, Kayseri otogarına doğru yol alan bir otobüsteki adamın bunu düşünmesi ilginçti o an için.

Soruya cevap verdikten sonra buna benzer birkaç tane daha ilginç soru geldi. Tam adamın neden bu tarz sorular sorduğunu düşünüyordum ki cevap kendiliğinden geldi: "Ceza evinden çıktım ben de, o yüzden soruyorum bunları..."

Muhabbet buradan başladı. Bir süre anlattı durumu: "Ben hapse girdiğimde böyle otobüsler yoktu. Şimdi ben çıkarken cebime cep telefonu koydular. Ben onu bile nasıl kullanacağımı bilmezken, muavin cep telefonunu kapatmamı söyledi. Meğer otobüsü bozuyormuş. Şimdi bakıyorum otobüse, ses bile çıkmıyor, koltuklar konforlu..."

Bu muhabbetlerin ardından 19 yıl geçirdiğini söyledi hapiste. 1990'da girmiş hapse. 19 yaşında girmiş içeri ve bir çocuğu varmış. "Çocuk gibiyim ben şimdi..." dedi. "... Oğlum mektup yazar arada. Baya bir başarılıymış. Anlatıyor kendisi. Ama mesela benim oğlum o kadar zorluğa rağmen okudu. İnşallah üniversiteye de gidecek ..."

Lise'yi bitirdikten sonra girmiş hapse. Evlenmiş ama amacı üniversite okumakmış. Kendisi hapse girdikten sonra eşi çocuğunu da bırakıp kaçmış. Bir süre babası bakmış oğluna, sonra onlar da yurda vermişler çocuğu.

Anlattı da anlattı... Eğitimden bahsetti. Gençlerin yanlışlarından bahsetti... Kurtlar vadisi dönüyordu o sırada televizyonda. "Sedat Peker'le de yattım ben" dedi. "Şimdi gençler bunları izleyip biz mafya olacağız diyorlar, okumuyorlar. Yahu bu işler bu televizyonda görüldüğü gibi değil ki. Ben nelerine tanık oldum içeride, nelerini dinledim. Bunlar ne ki gerçeklerin yanında... Zaten burada gösterseler bu işin içi, içeriği nedir, ne hayranı çıkar mafyaların, ne de bunların izleyeni..."

O gün itibari ile dün çıkmış hapisten. 19 yıl sonra ilk muhabbetini benimle yapmış oldu. 7 saat muhabbet ettik otobüste. Üzüldü zaman zaman, gözleri doldu. Ve ben o 7 saat boyunca dinlediğim kadar pişmanlık, o kadar doğru söz ve düşünce ve hayata karşı bu kadar güzel bir bakış açısı dinlememiştim.

Çekine çekine sordum: "Peki abi, yanlış anlama ama sen...?" 

Zorla da kursa cümleleri anlattı ağır ağır: "Bizimkisi karışık iş.... Namus meselesi..." sustu. Her cümlenin ardından uzun uzun sustu... "Kız kardeşim kaçtı. Kız kardeşimi vurdum... Kaçtığı adamı vurdum... Onun kardeşini vurdum... Anasını, babasını...."

"19 yaşındasın, daha hayatın başındasın. Sonra birileri eline veriyor silahı NAMUS diyor. Sen daha namusun ne olduğunu bilmiyorsun... Tetiği çekmek hiç zor değil. Ucunda bir yay var nihayetinde tetiğin. Ama sonrası zor. Sonrası çok zor. 3 ayda bir hücrede geçirdim ben 1 ay. Hücreden sonra sana deseler 10 sene geçti inanırsın... Benim artık bir hayatım yok. Nefes alıyorsam şu anda oğlum içindir. O  okusun diyedir. Yoksa bakma çok döndürdüler ipten. Zaten bir ben değilim ki, kaçları gitti böyle 19 yılda..."

Kısa bir özette, 7 saatte, Türkiye'nin durumunu özetledi. Namus sorununu, eğitimi, mafyayı, gençliği özetledi...

Ne İzliyorum?

StZiza

En Son Yazılar

randomposts