8 Kasım 2008'de hayatımda ilk defa yangın söndürdüm. İşin açığı aynı tarihte yangın denen felakete ilk defa bu kadar yakındım. Bu sefer yanan çok önemli değildi, bir yığın çöp tutuşmuştu bir şekilde... İtfaiye gelene kadar da biz elimizden geleni yaptık. İşin tehlikeli boyutu bu yanan bir yığın çöpün ahşap evlerden ibaret bir sokakta olması idi. Yangını söndürdükten sonra geriye kalanlar mutluluktu o zaman için. Biraz da macera olmuştu, anlattık da anlattık...
Doğduğum ve büyüdüğüm sokaktan yükselen dumanları gördüğümde durum hiç de aynı değildi... Önce büyük bir panikle ne olup bittiğini kavramaya çalıştım. Bir an için evimizin önüne dizilmiş insanlar korkuyu daha da büyütmüştü ancak karşı evde çıkan yangını izleyen insanlardı onlar...
Karşı ev dediğime bakmayın, bizim sokakta herhangi bir ev kendimizin olduğu kadar yakındır. Sokağın başında gördüğümde alevleri eve doğru koşup ceketimi ablama bıraktıktan sonra içeriye daldım. Çok akıllıca değildi yaptığım lakin babam da, ben de aynı şeyi yaptık ilk anda... Çünkü hemen karşı evimizde yanan çatı katında pazarcı olan karşı komşumuzun deposu bulunmaktaydı. Evde olup biteni kontrol ettikten sonra, ilk olarak evin küçük kızı Mevlidiye'yi evden çıkarmak oldu işim. Yangına müdahale etmeye ve mümkün olduğu kadar eşyayı kurtarmaya çalışmanın yanında, bu sefer maceradan çok uzaktı yaşananlar. O anda oluşan telaş ve panik sonrasında yerini acıya bıraktı, hele karşı evde oturup yanan çatıyı gördükçe...
İçimde, içimizde olup bitenleri tarif etmeyi beceremem ya, o gün anladım ne büyük bir felaket olduğunu... O gün anladım bir cana mâl olabileceğini, acıttığını...
1 yorum:
Offf ne korkunç.En korktuğum olaylardan biridir.Küçük yaşlarda karşı apartmanda çıkan yangını ve paniği hatırlıyorum hep.Gelmiş geçmiş olsun.
Yorum Gönder