27 Şubat 2015

Ülkemden İnsan Manzaraları (Ya da ülkemin geldiği hâl)

Şubat 27, 2015
Bundan bir kaç yıl öncesinde, kuzenim Almanya'dan Türkiye'ye ziyarete geldiğinde, Almanya'dan artık sıkıldığını ve Türkiye'ye dönmeyi düşündüğünü belirtti. Dönmek için elinde bir çok sebep vardı, öne çıkan bir kaç tane söylese de: Almanya'nın eskisi gibi olmadığı, gurbetçinin artık Türkiye'de bir gelecek kuramadığı, Almaya'da Türk, Türkiye'de Alamancı olduğu...


Türkiye'ye dönmenin artık zor olmadığından ve Almanya'da yaptığına benzer işler yapabileceğinden de belirtti. Aklına geliveren ilk şeyler, bir yerde güvenlik olarak çalışmaktı.  Fakat, ne kadar gelmek istese de geri, emin değildi... Bu kararsızlığı tetikleyen tek sebep Türkiye'de "kraldan çok kralcı" olan insanların olmasıydı ve şunları söyledi: "Düşünsene, Hasan, geldim, girdim bir kuruma ve güvenlik olarak çalışıyorum. Almanya'da benim bir işim ve belli kurallarım vardır, ben o kurallara tabi kaldığım müddetçe kendi işimin sorumlusu benimdir. Ama Türkiye'de böyle mi?! Patronundan çok güvenlik amirine karşı sorumlusun ve o ne derse o! Benim işimin ne olduğunun önemi yok..."

Az önce yaşadığım olay bana bizzat bunları hatırlattı:

Saat gece 3.30 ve Erciyes Üniversitesi TOKİ nizamiyesinde bir araç içeri girmek istiyor. Eğer aracın Erciyes Üniversitesi OGS'si yoksa, kişi ehliyetini ve ruhsatını, bilgilerinin kaydedilmesi için ibraz etmek durumunda. Bu durumda ki insanların da aynı zamanda şehrin başka bir bölgesine kestirme geçiş yapmasını engellemek için girdiğin kapıda ehliyetin alınıp, bir ziyaretçi kartı veriliyor ki, girdiğin yerden çık, üniversiteyi kestirme olarak kullanma.

Güvenliğin tarifinden anladığım kadarı ile kapıya arabası ile gelmiş kişi, üniversitenin içinden geçip Talas caddesine çıkmak istiyor (bunu sonrasında bizzat kendisi de belirtti). Uzun ısrarlara dayanamayan güvenlik sonunda "Tamam kardeşin, acil bir durum varsa madem, ehliyetini ver kaydını alayım sonra git". Adam'ın ruhsatı vereceğim ısrarına güvenlik sürekli olarak "bak, arkadaşım ehliyeti de vereceksin ruhsatı da" diye yanıt veriyor ve öldürücü replik adamdan burada geliyor: "Ya arkadaş, ehliyet yok benim, al ruhsatı kaydet, plakayı da vereyim...."

Böyle bir noktada ben güvenliğin polis çağırmasını yeğlerdim, onlar yapmadılar. Ama olayın sonuna doğru durum iyice komik bir hâl almaya başladı. Adam "Ben seni yarın şikayet ettirmesini bilirim!" diyerek güvenliği tehdit etti ve kısa bir süre sonra oradan ayrıldı.

Kraldan çok kralcı mıyız, yoksa sorunumuz çok mu daha büyük, bunu size bırakıyorum.

15 Şubat 2015

10 Şubat 2015

19. Ulusal Astronomi Kongresi

Şubat 10, 2015


Bir UAK daha, geç kalmış da olsa, geçtiğimiz Cuma bitti. İyi yönleri kötü yönleri olsa da benim için genel bir hayal kırıklığı olmadığını söylemek yalan olur. Bunun sebebi ise kongre katılımı.

Katılım listesini detaylı olarak incelememiş olsam da, Erciyes Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri olarak tabiri caizse tası tarağı toplayıp katıldığımız için diğer bölümlerden de katılımın aynı oranlarda olabileceğini düşünmüştüm. Nihayetinde ERÜ ilk defa tüm hocaları, tüm yüksek lisans öğrencileri ile birlikte (ve hatta lisans öğrencilerinin de bir kısmı) Ankara'da idi.

Kongrenin iyi ve kötü noktaları vardı tabii. İlk olarak kongrenin normal tarihinden 5 ay geç yapılmış olması en büyük eksi idi zannedersem. Yapılan en güzel şeyler ise yeni genel Ulusal Astronomi Kongreleri web sitesi, genel başvuru sistemi ve kongre bildirilerinin konu konu ayrılması idi. Bunun yanında, önceki kongrelere nazaran daha fazla kişiye destek verilmesi ve 2006 yılından sonra bu desteğin ilk defa sadece öğrencilere (hatta Tübitak burslu öğrencileri dışında tutarak) verilmesi ve kongrenin ilk günü ödeme yapılması kesinlikle çok büyü bir artı oldu UAK 2015 karnesinde.

Kongre'nin (geç kalınmış olması sonucu) bazı lojistik sıkıntıları da vardı. Katılımcılar için yemek ayarlanamamış olması, öğrenciler için yurtların ayarlanamamış olması, katılımcılar için sabah ve akşam saatlerinde en az birer sefer dahi olsa bir servis ayarlanamamış olması (en azından ODTÜ kapısına kadar) ciddi noktalar tabii ki. Tüm bu unsurların organize edilmesinde katılımcı sayısının da bir faktör olduğunu düşünmekteyim ancak kongre ne kadar ODTÜ'de düzenleniyor olsa da sanki bir ODTÜ desteği eksikti. DAG bu kadar destek sağlayabilmişken, ODTÜ böyle bir kongre için organizasyon yönetimine daha fazla destek verebilirdi diye düşünüyorum (Bu aklıma bir yandan ODTÜ'deki hocalar ve Astronomi Topluluğu dışında ODTÜ gerçekten bir destek verdi mi diye bir soru getiriyor).

Bu sene ilk defa kullanılan kısa bildiri formatı güzel bir yenilik olsa da, bazı oturumları 10-15 tane bildiri ile boğmuş oldu bu format. Keşke kısa bildiriler farklı oturumlarla paralel olarak sunulsaydı. Halen başaramadığımız en önemli unsur ise bize verilen süreyi yerinde kullanmamak. Yani, 15 dakikalık bir sunumu 16 dakika uzatmak hem oturum başkanının işini yapmadığını hem de sunan kişinin dümdüz saygısız olduğunu gösteriyor. Uç örnekleri bir kenara bıraksak ta, neredeyse tüm sunumlar ortalama olarak 3-4 dakika kadar uzadı (bildirinin asıl süresinden bağımsız olarak). Yurt dışında ciddi kongrelerde sürenizi 1 dakika açın bakalım sunacak bir sunumunuz ve açık bir mikrofonunuz kalmış mı! Umarım bir gün bu sorunu da kökten aşmış olacağız.

İyisiyle kötüsü ile bir UAK daha nihayetinde geride kaldı. Ben şahsen bu kongrenin beklediğim kadar iyi geçmemesinin ve bazı eksiklikler olmasının arkasındaki en büyük faktör olarak katılım sağlamayan hocaları (sağlayamayan değil) görüyorum. 2004'ten (yani bu toplantıların ilk defa "kongre" adı altında düzenleniyor olduğu zamandan) beri katılımın giderek düşüyor olması işin açığı epey acı bir durum.

2016 Eylül'de 20. UAK için Erzurum'da görüşmek üzere...

(D.N. Öğrenci Kongresi mi, o ne? Şaka bir yana, öğrenci kongresi isim olmaktan başka bir halde değil artık. Şahsen de Öğrenci Kongresi'nin ayrı bir şey olmasını pek desteklemiyorum. Madem bu sene bildiriler ve oturumlar (mümkün mertebe) konulara ayrıldı, yurt dışındaki örnekleri gibi bir de öğrenci oturumu olsun ve lisans öğrencileri direk oraya başvursun.)

Ne İzliyorum?

StZiza

En Son Yazılar

randomposts