NTV de bir haber gördüm: Davutoğlu, Avustralya Dış İşleri Bakanı'na "Leb demeden leblebiyi anlamak" deyimini açıklamış. Görür görmez tıkladım habere çünkü 4 gün önce aynı deyimi bir arkadaşıma ben açıklamak durumunda kalmıştım. Ancak benim derdim Davutoğlu'nun nasıl anlatmış olduğunu görmekti çünkü ben epy bir zorlandım. Ancak, Davutoğlu'da deyimi birçoklar gibi yanlış bildiği için ona anlatmak kolay olmş. Kimbilir yada belki kolayına kaçtı işin.
Türkçe açıklayacak olursak; deyimde kullanılan "leb", leblebi kelimesinin ilk hecesi değildir. Eğer bu kadar basit olsaydı, yıllara dayanmış bir deyim olmazdı ve örneğin "çer demeden çerçeveyi anladı" gibi deyimlere de başvurabilirdik yerine göre.
Leb, dudak demektir. Dolayısı ile günümüz türkçesne deyimi çevirirsek "Dudak demeden, leblebiyi anladı" şekline geliyor ki benim bu yüzden çok sevdiğim bir deyim. Güzel ve akıllı bir kelime oyunu.
Şimdi bir de gelin bunu İngilizce anlatın. :)
3 yorum:
O_o
Leb'i dudak anlaminda kullanmislarsa bu deyiste, leb demeden leblebiyi anlamak degil hissetmek olur o anca, o ne oyle ya, yuhunuz!!
Ben cer demeden cerceveryi anlayanlardan olabilirim ancak. ^.^
Kelime oyunu olduğuna ve "Leb" kelimesinin "dudak" manasında (da) kullanıldığına katılıyorum; ama hatan var Azizim.
"Leb demeden"in, "Laf dudaktan çıkmadan, "Leb" konuşmadan" manası da vardır. Ama deyimin ikinci kısmının "Leblebiyi anlamak" olması leblebi kelimesinin ilk hecesinin "leb" olmasındandır.
Yani dudak anlamına gelen kelime "Çer" olsaydı deyim "Çer demeden çerçeveyi anlamak" olabilirdi.
Ama temelde söylenmek istenen yine de kelimenin ilk hecesi telaffuz edilmeden tamamının anlaşılmasıdır.
Kelime oyunu deyimin "Leb demeden" kısmının hem "Dudak söylemeden" hem de "ilk heceyi telaffuz etmeden" anlamına gelmesinde.
İşte benim de bahsettiğim kelime oyunu bu idi. Uzatmak istemediim için özellikle Leblebi olduğundan bahsetmedim. Yani ilk hece ağızdan çıkmadan olayı kavradı.
:)
Yorum Gönder